Danimarka dışına en pahalı transfer olarak giden Poulsen, beton gibi bir futbolcu. Ancak rakiplerini tahrik etmesi nedeniyle birçok karşılaşmanın olaylı bitmesine de neden oldu.
Sabah'ın haberine göre futbolda Danimarka denilince aklımıza uzun boylu, sağlam fizikli, zor sakatlanan, klasik bir Kuzey Avrupalı olarak soğuk bir futbolcu tipi kafamızda canlanır. Poulsen bu tanımların tümüne uyuyor, ancak sahada onun için soğuk demek olanaksız. 2002 Dünya Kupası'nın ardından Kopenhag'dan Schalke'ye 7 milyon euro bonservis bedeliyle transfer olan Poulsen ülkesine en çok para kazandıran futbolcu olarak tarihe geçmişti. Bundesliga'da dört sezonda 136 maçın 116'sında forma giyerek istikrarını ortaya koyarken, oyun tarzı Almanya için biraz sert geldi. Dört sezonda dört kırmızı kart görürken, 116 maçın 26'sında da sarı kartla cezalandırıldı. Bu özelliği Sevilla'da da değişmedi. İki sezonda 18 sarı kart gördü. Geçen sezon Juventus'ta 35 maçta sarı kart sayısı sadece 3'tü, ama bu da Serie A'da hakemlerin hoşgörülü olmasından kaynaklanıyordu.
SİNİRİNE HAKİM OLAMIYOR
Poulsen'in maçlarda çıkardığı olaylar yazılsa roman olur. 2004'te İtalya ile oynanan milli maçta Totti'yi çıldırtıp kendisine tükürmesini ve üç maç ceza almasını sağlamıştı. Schalke'de iken 2005-06'da Milan maçında Kaka'yı yaptığı sert faullerle ve hakemlerin görmediği bir anda attığı tekmeyle dövmekten beter etti. Grupta oynanan ikinci Milan maçında gol atsa da, maçı Schalke 3-2 kaybetti. Karşılaşmanın ardından bu kez Gattuso tarafından kovalandı, ama o rakibine başparmağıyla "Haklısın" gibi bir hareket yaptı. İsveç-Danimarka maçında hakem Fandel'e taraftar saldırısının ve ardından Danimarka'nın 3-0 hükmen yenik sayılmasının kahramanı da Poulsen idi. Rosenberg'in midesine attığı yumrukla hakem tarafından atılmış ve olay gerçekleşmişti. Özür dilese de üç maç cezadan kurtulamadı.
Puerta'ya ağladım
Poulsen, Sterling Dergisi'ne verdiği röportajda transfer tercihinde takımın yanısıra yaşayacağı ülkenin kültürünü de önemseğini söylüyor: "İyi yemek, yeni bir kültür ve bir kadeh şarap. Sevilla'ya bundan gittim. Yeni bir ülke beni hep heyecanlandırır". Sert futboluna karşın, takım arkadaşı Puerta öldüğünde adeta çökmüş: "Futbol orada anlamını yitirdi. Çok ağladım. Şok bir deneyimdi".
kaynak:maraton.com.tr