Beşiktaş, bu coğrafyanın yaşanılabilir en güzel yeri ise, çArşı’da o yerin en güzel hallerinden biridir; Bahardır, umuttur, yenidendir. Beşiktaş taraftarı çArsı’dan mahrum ise, o iklimin en güzel halinden ayrı yaşamaya mahkûm demektir.
Emeklerinizle yarattığınız tribünün sizsiz hali kuskusuz ki bir hoşnutsuzluk yaratacaktır. Kimileri bunu tribünü bırakarak, küserek, kimileri tribünde sadece seyirci kalarak, kimileri karşıt bir ses olarak göstermek haline düşebilir. Ve her durumda da tribünün bir bilinmezliğe sürükleneceği, bir sarsıntı içinde olacağı aşikârdır. Bu durumdaki bir tribünün sürekliliğini idame ettirebilmesi mümkün değildir ve böylesi bir tribünün ruh halinin ne kendisine ne de Beşiktaş’a bir katkısı olacaktır. Beşiktaş’a zarar verecek bir durumun kabulü ise söz konusu edilmemelidir. Tam da bu noktada ‘görev’ ortaya çıkar; fiili durumun bu hali her bir Beşiktaş taraftarına olduğu kadar, en çok da çeyrek asırdır Büyük Beşiktaş taraftarına önderlik yapmış olan çArşı’ya büyük sorumluluklar yüklemektedir. Sorumluluk kesintisiz bir hissiyat olup, yokluğu sadece vebal yükler.
Beşiktaş tribünlerinin içine gömüleceği sessizlikten ve için için yanan bir yangından geriye bizi “biz” yapan hiç bir şey kalmaz. Yangında kurtarılacak ilk şey Beşiktaş’tır.
çArşı, ayni zamanda bu güzel ülkenin en güzel sesidir. Dünyanın bir ucunda insan teninin rengine laf edildi diye zenciyim diyebilen yürektir. Karşı konulmaz sanılan nükleere karsı çıkıp, kansere de deva olandır çArşı. Şahinlere karşı Karakartal, savaşa karşı delikanlıdır. Yaşadığı ülkenin sorunlarına sırtını dönen değil, sorunların çözümüne taraf olup çaresizlerin, haksızlığa uğramışların en masumane vicdani sesidir çArşı. Resmikabulü olmayan ama resmedilenlerden çok daha fazla samimi bir sivil toplum olduğu kabul edilmiş anlayıştır. Yaşadığı toplumun en kıvrak zekâlı, en güler yüzlü toplumsal muhalefetidir. Sesinin yankılandığı yer, iki direk arasından dışarı taşmıştır artık.
Çeyrek asırdır öncü oldunuz, liderlik yaptınız. Haklısınız evet, yoruldunuz... İhanetlere uğradınız... Kalabalıkların en ortasında yalnız kaldınız, yalnız bırakıldınız... En zorunu sizler yaşadınız, hala da yaşıyorsunuz. Lakin önderliğin varlığı, şartların zorluğunu ya da kolaylığını esas alarak değil, önderlik edilen kitlenin ya da kurumun kendisine yüklemiş olduğu sorumluluğa göre şekillenir. çArşı, bu sorumluluğu yerine getirmeye muktedirdir. 25 yıl boyunca, üzerine katılarak büyütülen, paylaşılarak çoğalan, duruşu ile yücelen tribünde en çok sizlerin vermiş olduğu emeklerin izleri var; simdi bayrağı devredecek bir neslin ebeveynliğini yaşamadan çekilmemelisiniz! Şimdiye kadar yapmış olduklarınız yapacak olduklarınızın teminatı iken, sizlerin önderlikten çekilmesi hiç bir kesimin gönlünde rıza bulmamaktadır.
Yaşanmışlıklardan edinilen tecrübelerin ışığında, yüreğinizde yer etmiş ve asla sönmeyeceğini bildiğimiz siyah beyaz sevdanın yolunda, geçmişten geleceğe yaratılan bu geleneği yaşatabilmek ve yarını dünden daha güçlü, daha güzel, daha kardeşçe, daha coşkulu ve daha hep birlikte yaşanabilir kılmak için ortak aklın ortak ruhu olan çArşı’ya sesleniyoruz;
Tribün adına ağır ve meşakkatli bir sorumluluğun yerine getirilmesinden bugüne kadar asla imtina etmemiş olan çArşı’nın ortak aklına ortak ruhumuz ile sesleniyoruz;
Çeyrek asır önce kıyıya vuran dalganın geri çekilmesi ile suların altından nelerin çıkabildiği görülmüş oldu. Hala sular durulmadı, hala sular çekiliyor; bütün güzellikleri, bütün umutları da elinde tutarak... Geri çekilen bu dalganın tekrar kıyıya vurmasını bekliyoruz simdi. İyiden, doğrudan yana ne varsa, yaşattığınız güzelliklerin Beşiktaş adına tekrar yaşanabilmesi için umutlarımızı geri istiyoruz.
İmza
Konu: çArşı'ya meKtupp... 
