Yüzüncü yılında öyle çok şey yazılıp söylendi ki Beşiktaş için, buna yeni bir öğe eklemek olanaksız gibi.
Öyleyse başka bir yol tutalım ve "Nedir Bu Beşiktaş?" diye soralım.
Sahiden, Nedir Beşiktaş?
Katip Tevfik’in Taşkışla’da İngilizler’den kapıp kaçtığı, Refik Osman’ın Valideçeşme’deki evinin bahçesinde özenle sakladığı toptur Beşiktaş.
Refik Osman Top’un ta kendisidir Beşiktaş.
Refik Osman’ın ayağından 92 penaltının 91’ini gole çevirmektir Beşiktaş.
Şeref Bey’in "Valideçeşme"si ile Münir Bey’in "Basiret"ine eklenen "Harika", "Barıka", "Kuvvet"tir Beşiktaş.
Bir araya gelmenin, dayanışmanın, tek yumruk olmanın, bir semti efsane kılmanın, ama yine de semt takımı kalmayı başarmanın öyküsüdür Beşiktaş.
Şeref Bey’in inadı, kararlılığı, iradesidir Beşiktaş.
Şeref’tir Beşiktaş.
İşte o Şeref Bey’i genç yaşta yitirmektir Beşiktaş.
Yine o Şeref Bey’in anısına bir sistem yaratmak, "Üç Pas, Bir Şut, Gol"dür Beşiktaş.
"Pazar Ligi"nin tozunu atmak, Maccabi, Strugglers, Pera, Dork, Aris, Enosis, Stella, Mayak gibi takımları yere serip hiç yenilmeden şampiyon olmaktır Beşiktaş.
Cumhuriyetin ilk yılında, 22 Ağustos Cuma günü, ilk resmi İstanbul Ligi Şampiyonu’dur Beşiktaş.
1931-32 tarihli 9. İstanbul Ligi’nde ilk yarıyı lider bitirip "Fenerbahçe ve Galatasaray’ın bulunmadığı bir ligde şampiyonluk istemiyoruz!" diyerek ligden çekilmektir Beşiktaş.
Yetmedi, 1939’da, 1940’da, 1941’de, 1943’de, 1945’de, 1946’da, 1952’de "yenilgisiz" İstanbul Ligi Şampiyonu olmaktır Beşiktaş.
Yetmedi, 1941’de 18 maçın 18’ini de 84 gol atarak kazanmaktır Beşiktaş.
Yetmedi, 1942’de 18 maça 90 gol sığdırıvermektir Beşiktaş.
Yetmedi, 439 maçta fileleri 382 kez havalandıran "Baba" Hakkı Yeten’dir Beşiktaş.
"Sabri, Hakkı, Şeref, Kemal, Şükrü" forvet hattıyla 140 resmi maçta 599 gol atmaktır Beşiktaş.
320 golünden 93’ünü ağlara voleyle zımbalayan "Voleci" Şeref Görkey’dir Beşiktaş.
Palermo ve Lazio’da 79 maçta 36 gol bulan, 226 golünün 32’si doğrudan köşe vuruşundan gelen Şükrü Gülesin’dir Beşiktaş.
Her üç serbest vuruştan birini gole çeviren "Baba" Recep Adanır’dır Beşiktaş.
Siyah-beyazlı formayla 569 kez sahaya çıkan Ahmet Özacar, "Küçük Ahmet"tir Beşiktaş.
"Çengel" Hüseyin Saygun, "Beton" Mustafa Ertan, "Keklik" Kemal Gülçelik, "Kasatura" Bülent Aziz Esel’dir Beşiktaş.
1950’de Amerika’da, New York Turnuvası’nda boy göstermek, Manchester United’a kafa tutmaktır Beşiktaş.
"Şenol-Birol-Gol"dür Beşiktaş.
Türkiye Ligi’nde 1959-60 sezonundan bugüne dek kırılamamış "13 maç üst üste galibiyet rekoru"dur Beşiktaş.
UEFA Kupası’nda Romen takımı Steagul Rosu karşısında ilk maçı 2-0 bitirip rövanşta son üç dakikada üç gol yemektir Beşiktaş.
Rosu maçında, yediğimiz ikinci golden sonra topu ağlardan çıkarıp koşa koşa santraya diken Sanlı Sarıailoğlu’dur Beşiktaş.
Sanlı’yı sevmek, hem de çok sevmektir Beşiktaş.
Süleyman Seba gibi bütün bir ömrü adamak, başka avuntu aranmamak, bu mutlulukla kıvanmaktır Beşiktaş.
Tükenen, tüketilen umutlara, boşa çıkan beklentilere karşı, hem sabırlı hem gururlu olmaktır Beşiktaş.
15 yıl şampiyonluk görememek, buna hiç yerinmemek, Ziya Doğan’ın Eskişehir’de attığı ikinci golden sonra boğazına bir şeyler düğümlenmektir Beşiktaş.
O 15 yıl boyunca Yusuf Tunaoğlu’yla, Vedat Okyar’la, Zekeriya Alp’le, Niko Kovi’yle, Tuğrul Şener’le teselli bulmaktır Beşiktaş.
"Bir ki üç de yetmez, dört beş altı olsun, Metin Ali Feyyaz atsın, Beşiktaşım Şampiyon olsun"u motto kılmaktır Beşiktaş.
Metin-Ali-Feyyaz’la bir maça 10 gol sığdırmaktır Beşiktaş.
Türkiye Ligi’nde "yenilgisiz" tek şampiyon olmaktır Beşiktaş.
Türkiye Ligi’nde 48 maç yenilgi yüzü görmemektir Beşiktaş.
Nihat Kahveci’yle birlikte Fulya’ya giden dolmuşa binmektir Beşiktaş.
Spayiç, Metin Türel, Gündüz Tekin Onay, Dorde Miliç, Gordon Milne, Christoph Daum, Mircea Lucescu’dur Beşiktaş.
İkili mücadelelerde rakibi yerinden uçurmakta Briegel’i bile geride bırakan Sinan Engin’dir Beşiktaş.
Necmi Mutlu, Sabri Dino, Rasim Kara, Adem İbrahimoğlu, Zafer Öğer, Fevzi Tuncay, Oscar Cordoba, Göksel Gencer, Nüvit Yasin’dir Beşiktaş.
Mehmet Ekşi, Kadir Akbulut, Samet Aybaba, Recep Çetin, Ulvi Güveneroğlu, Gökhan Keskin, Mutlu Topçu, Alpay Özalan, Ahmet Yıldırım, Ali Eren Beşerler, Tolga Doğantez, Ronaldo, Zago’dur Beşiktaş.
"Atom Karınca" Rıza Çalımbay, Mehmet Özdilek, Fikret Demirer, Zeki Önatlı, Fani Madida, Tayfur Havutçu, Yasin Sülün, ''O'' Metin, İbrahim Üzülmez, Kaan Dobra, Serdar Topraktepe, Bayram Bektaş, Tamer Tuna, Niyazi Güney, Frederico Giunti’dir Beşiktaş.
Necdet Ergün, Bora Öztürk, Ali Kemal Denizci, Oktay Derelioğlu, Sertan Eser, Ertuğrul Sağlam, İlhan Mansız, Ahmet Dursun, Daniel Pancu, Ali Cansun, Eser Yağmur’dur Beşiktaş.
Milli maçta Lothar Mattheus gibi bir futbol devine "Bizi sürklase etti!" dedirten Sergen Yalçın’dır Beşiktaş.
Barcelona’ya üç çekmektir Beşiktaş.
Milan maçının bitiminde Oliver Bierhoff’u "Dünyanın dört bir yanında maça çıktım, böyle taraftar görmedim, gerçekten biz mi kazandık diye skorborda bakma gereği duydum!" diye konuşturmaktır Beşiktaş.
8 yediğinde bile gururla Beşiktaş diye bağırabilmektir Beşiktaş.
"Bu Alemde Çarşı, Herkese Karşı"dır Beşiktaş.
"Hepimiz Zenciyiz" diyebilmektir Beşiktaş.
Daniel Amokachi’dir, kim ne derse desin, Pascal Nouma’dır Beşiktaş.
Belki de tam bu yüzden "Cobarde Gallina Ortega" naniğini yapabilmektir Beşiktaş.
Veselinoviç’in neye yorulacağı kuşkulu beş parmağını doğruya yormaktır Beşiktaş.
Yalnızca zaferlerin değil, olmayacak yenilgilerin, büyük düşkırıklıklarının ardından İnönü’yü hıncahınç doldurmak, avazı çıktığı kadar bağırmaktır Beşiktaş.
Ensonu İnönü’nün tribünlerinden denize bakmak, derin bir soluk almaktır Beşiktaş.